"UYKUDAN ÖNCE"de bu hafta...
dizileri memleketi analiz için kulak misafiri şeklinde takip ediyorum. genelde aynı senaryoyu kanallara bölüştürüp memleketi aynı -tutan- hikaye etrafında uyuttukları aşikar. karakterler aynı, konu farklı gibi görünse de hepsinde aynı. mesela en basitinden bir dizide başrol erkek soyunup duş alıyorsa o hafta tüm dizilerde aynı görüntü oluyor. bir dizide ana karakter hamile kalıyor, hopppa hepsinde kadınlar tam köşeye sıkıştıkları bir konu olunca hamile oldukları ortaya çıkıyor. 2 hafta sonrasında da sırayla düşük yapıyorlar. bundan hareketle geçen hafta yasak elmadaki sürpriz hamilelik için söylediğim düşük gerçekleşti sonuçta. o anda haftaya sadakatsiz dizisinde düşük var, bekleyin görün dedim ki şu an ekranda oynuyor. başroldeki hatun aniden düşük yapıverdi. takip edin, kıyaslayın hep ama herşey aynı. yıllardan beri tüm dizilerde -köyde olsun yalıda olsun- onun yasalarının geçerli olduğu bir büyük hanım karakteri mutlaka vardır. aileye uyum sağlamaya çalışan bir gelin de. ama bu hiç erkek karakter olmaz. erkekler zengin. ama öyle böyle değil. kimsenin iplemeyeceği karakterler de olsalar basın peşlerinde. hep haber oluyorlar. kaldı mı böyle basın desen zaten kimsenin ipliğini pazara dökecek basın yok memlekette. kalmadı. yemiyor. ama dizilerde var. ikinci kadın desen zaten oldum olası var. memlekette her erkeğin ikinci bir kadını var buna göre. hiç bir erkeğin toplu arkadaş çevresi yok ama illa bir kankası var. ikincisi yok. bu kanka senaryonun sıkıştığı yerlerde yardıma koşuyor yaptıklarıyla. sonra da ana karakterin karısına, sevgilisine aşık oluyor gizliden gizliye. ıssız adada kalmış küçük bir kafile gibi herkes. dışarıdan eş almak, sevgili yapmak yok, 10 kişi varsa dizide, o 10 kişi sırayla birbirleriyle yatıyorlar. gülmek yasak. onun yerine anıra anıra bağırmak ve anırmak iyi oyunculuk olarak nitelendiriliyor. sonra diyoruz ki sokakta, trafikte insanlar niye bu kadar kızgın birbirine karşı. rol modeller ortada. dua edin sadece bağırıyorlar. bu dizilere tam anlamıyla kaptırsalar kendilerini Allah korusun sokak ortasında yere yatıracaklar bu gidişle. o yüzden sokaktaki insanın birbirine bağırdığına, arabadan inip silah çektiğine filan kızıyoruz ama belki bunlar iyi zamanlarımız. en azından şimdilik.