

Hele ki camianın üzerinde onca "kem göz" dikilmiş, "yan basmasını" beklerken. Hal böyle iken, her yıl olduğu gibi bu yıl da sağolsunlar bizleri Rio Karnavalı'ndan haberdar etmeyi ihmal etmedi sevgili basınımız ve televizyonun "bazı" haber kanalları. Ancak o da ne! alışılagelmiş karnaval görüntülerinde yer alan

samba yapan insanlar, o meşhur sambacı kızlar ve erkekler, birbirinden çılgın kıyafetler, kameraya çığlık atanlar, gülenler, öpenler, öpüşenler.. hiç ama hiçbiri, hiçbir kanalda görünmediler. Gösteril(e)mediler. hani medyayı yandaş ve karşı olan diye ayırıyoruz ya zaman zaman, sadece ama sadece bu karnavalın veriliş haberi dahi aslında öyle bir ayrımın olmadığını dikkatli gözlere göstermiş oldu. o ya da bu kanal demeden neredeyse haberi veren tüm kanallarda değil açık kıyafetleriyle çılgınca dans edenler, dans eden tek bir insan görüntüsü dahi verilmedi. boğazına kadar kapalı kıyafetleri giyen gruplar görüntüler içinden özenle seçilmiş, mankenlere taş çıkartan güzel ve yakışıklı dansçılardan tek bir kare görüntü alınmamış, karnavalın özünü oluşturan dans ve çıplaklık yok sayılarak haberler yapılmış ve sunulmuş oldu.

Yıl 2016. Saatler ilerlerken, bizlerin aksi yöne gittiğimizin göstergesi oldu bu yıl rio karnavalı haberleri. Acı olan ve gözardı edilense gizliden gizliye uygulanan koca bir sansür oldu. dizilerdeki oyuncuların elindeki şarap kadehini bile gösteren ama blurlayarak ekrana yansıtanlar, bu görüntüleri blurlayarak dahi vermenin kulaklarının çekilmesi ihtimaline karşılık bir önlem almış oldular kendilerince.
Mesele Brazilya'da bir karnavalda dans eden sambacı kızın kalçalarını görmek ya da görememek değil.
Mesele; basının topyekün bizi nereden alıp nereye götürdüğünde.
Mesele; basının bu topluma ne verdiğinde, neyi verdiğinde. ve asıl mesele bizden aldıklarında.
Peki ne olabilir bizden aldığı?
Halen yanıtlayamıyorsanız eğer, işte basınımızın yaptığı budur. - Atakan Atasoy
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder