![]() |
Roma İmparatoru Neron |
İmparator Nerondan, Osmanlının av partilerine ev sahipliği yapmış bir kentin şimdilik son ziyaretçileriyiz.
Antik çağlardan beri yerleşimin olduğu Kıyıköy'de, 9. yy'da Bizanslıların kayaları oyarak yaptıkları Aya Nikola Manastırı, yonca planlı şapel, tek nefli büyük planlı kilise ve antik kent surlarının bir kısmı ulaşmıştır günümüze.
Tarihte bilinen ilk adı Salmydessos olan Kıyıköy, milattan önce 400'lü yıllarda Helenler tarafından bal yiyenlerin yurdu, darı yiyenlerin yurdu diye anılırmış. Bu tarihten yaklaşık 100 yıl sonra Lidyalılar tarafından kurulan şehir, Trak, İskit, Pers, Med ve Ceneviz kolonileri başta olmak üzere pekçok medeniyete yurt olmuş. Osmanlının av partilerinde dinlenme yeri olarak kullandığı Kıyıköy, Roma imparatoru Neron tarafından da aynı amaçla kullanılmış. Rus, Bulgar ve Yunan işgaline uğrayan Kıyıköy'e, son olarak Selanik'ten gelen Türkler yerleşmişler.
Bilinen en eski taş oyma manastır
Jüstinyen dönemine rastlayan 6. yüzyılda (milattan sonra 527-565) Bizanslılar tarafından yapılan Aya Nikola, kaya manastırlarının en iyi örneklerinden olduğu gibi bilinen en eski taş oyma manastır olma özelliği de var. Manastırın zemin katı kilise, bodrum katı ise ayazma olarak tasarlanmış ve kullanılmış. Dışarıdan da girişleri olan yan bölümler ise keşişlerin dinlenme, ihtiyaç odaları olarak kullanılmış.
Manastır, günümüze ulaşan sağlam yapısıyla hergün yeni konuklarını ağırlamaya devam ediyor. Manastıra ait detaylı bilgiye aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
http://www.kiyikoy.gen.tr/kiyikoy-manastiri
Bana düşen bu güzellikleri gezmek, izlenimlerimi aktarmak, fotoğraflamak ve sizlerle paylaşmak.
Duvarlar ziyaretçiler tarafından tahrip edilmiş ve neredeyse her yere yazı ve tarihler kazınmış |
Merak edenler için, "nasıl gidilir?" sorusunun yanıtı kısaca şöyle; İstanbul yönünden otoban üzerinden yola çıktığınızda, otobanı terkedeceğiniz çıkış noktasının adı Çerkezköy gişeleri. Gişelerden çıktıktan sonra takip edeceğiniz Çerkezköy sonrası ilk güzergah "Kapaklı" yönü. Seyahatiniz boyunca yolda kararsız kalıp şaşıracağınız tek tabela "Çerkezköy organize sanayi bölgesi" yazan tabela olacak. Bu tabela sizi sağa yönlendirmeye çalışıyorsa da aldırmadan bu yola sapmadan düz devam ettiğinizde asıl Çerkezköy'e gelmiş olacak ve şehir merkezine girmeden kıyısından yolunuza devam edeceksiniz. uzun bir süre karşınıza çıkan tabelalarda Kapaklı'yı yönünüz olarak takip edeceksiniz. Ardından "Büyükyoncalı" üzerinden meşhur "Saray" ilçesine gireceksiniz ve Saray çıkışına doğru Kıyıköy tabelası sizi soldaki yola yönlendirecek. Bu güzergahı takip ederek, önce "Güngörmez", ardından da "Bahçeköy"ü ardınızda bırakarak nihayetinde Kıyıköy'e ulaşmış olacaksınız. (İstanbul Haramidere gişelerden otobana girerek gittiğimiz yol 2 saat sürdü) İstanbul'un Anadolu'ya yakın ilçelerinden gidecekler için trafiği de gözönünde bulundurursak, yol
yaklaşık 3-3,5 saat sürecektir. Anlayacağınız, günübirlik bir doğa kaçamağı planlamak için pek uygun sayılmaz. Bu nedenle mutlaka en az 1 gece konaklamayı planlayarak yola çıkılmasında fayda var. Yol uzun, ama alabildiğine yeşil ve güzel. Yer yer inişler, çıkışlar, virajlar var elbet. Bu yüzden yorgun yola çıkmamakta fayda var. Canınız çekerse yollarda karşınıza çıkacak çok sayıdaki Trabzon ekmek fırınının birinden ekmek alabilirsiniz. Nerede olursa olsun ekmeği güzel yapıyorlar. Yol için yanınıza yolluk alın elbet ama fazlası için nihai durağınızda herşey mevcut. Kıyıköy'de konaklayabileceğiniz pansiyon ve oteller mevcut. görüştüğümüz pansiyon sahibi genç bir çiftten aldığımız fiyatlar da bir hayli uygun geldi. Örneğin
sadece konaklamak için tek odanın fiyatı (kişi sayısı önemsiz) 80 lira. Eğer 2 oda kiralamak istiyorsanız -ki bu seçenekte, size ait yemeğinizi yapabileceğiniz bir mutfak da sunuluyor- ödeyeceğiniz toplam ücret 150 lira. 4 kişilik bir grup ya da aile olduğunuzu düşünürseniz kişi başı 35 liraya konaklama şansınız var demek oluyor bu da. (Mayıs 2016)
Kilise olarak kullanılan bölümde duvarların tavanla buluştuğu bölümlerde yeralan hayvan kafası olduğunu tahmin ettiğim bölümler tahrip edilmiş ve her biri yerinden sökülerek alınmış ne yazık ki. |
Bizans işçiliğinin izlerinin görülebildiği yağmalanmamış tek sütun başı |
kilise bölümünün sağında yeralan giriş koridoru |
sağ giriş koridorunun içeriden görünümü |
Keşişlerin dinlenme hücreleri (üstteki kapıdan görünen) ve mezar olarak kullanılan alan |
Dışarıdan ayrı ve yüksek girişi olan bu bölümün sol tarafından mezar ve dinlenme bölümlerine geçiş sağlanıyor. |
fotoğrafta ortada görülen 3 bölmeli ana kilise bölümünün sağından ve solunda yer alan 2 büyük giriş içeride arka bölümlere ulaşıyor ve aynı zamanda tek koridorda birleşiyorlar. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder